Hukuk |
Ana
sayfa |
Yenilikler |
Hukuk
programları |
İçtihatlar |
Hukuk
sembolleri |
Hukuki veritabanları
|
Linkler |
|
|
 |
|
YARGITAY HUKUK DAİRELERİ İÇTİHATLARI |
|
|
|
|
|
Bulunan içtihat: 582 adet |
20.HD.
E: 2005/11676 K: 2005/16380
27.12.2005
3402 SK 16 OK 1/J
ÖZET:Kadastro sırasında Elemanlı Köyü 105 ada 60 parsel sayılı 2950 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin (A) ile işaretli 1093.40 m2'lik bölümünün orman niteliği ile Hazine adına, (B) ile işaretli 1856.60 m2'lik bölümünün davalı Sultan Boyraz adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
Temyiz, çekişmeli taşınmazın (B) ile işaretli 1856.60 m2'lik kesimine yöneliktir. Bu kesimin %12'yi aşan eğimde ve memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarında çalılık olarak görünen bir alan olduğu dosya arasında bulunan belgeler ve özellikle bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır. 6831 Sayıl Yasanın 1/j maddesi gereğince eğimi %12'yi aşan çalılık ve makilik alanlar orman sayılan yer niteliğindedir. Bu yön göz önüne alınarak davacı Orman Yönetiminin davasının tümü ile kabulü gerekirken, kısmen kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
(DERLEME) |
|
10.HD.
E: 2003/7791 K: 2003/8808
2.12.2003
- GÖREV
- TASARRUFU TEŞVİK
- TARAF TEŞKİLİ
HUMK 7/1 4853 SK 7 4853 SK 8
ÖZET:1- Dava, işine son verilmesine rağmen ödenmeyen tasarrufu teşvik parası ile işveren ve Devlet katkısı payından fazla talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 100.000.000 TL nin, ödenmesi gereken günden itibaren faiziyle tahsili ve kesinti yapılıp yapılmadığının, yapılan kesintinin davacı adına bankaya yatırılıp yatırılmadığının tespitine ilişkindir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 29.04.2003 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4853 sayılı çalışanların Tasarruf Teşvik Hesabının Tasfiyesi ve Bu Hesaptan Yapılacak Ödemelere Dair Kanun'un 7 ve 8. maddeleridir. Anılan kanunun 8. maddesinde; "3417 sayılı kanun hükümlerine göre, ücretlerden yapılması gereken tasarruf kesintileri ile katkı paylarını süresi içinde ilgililer adına açılmış bulunan Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırmayan işverenlerden; yatırılması gereken miktarlar ile gecikme zammı, resen veya ilgililerin başvurusu halinde Sosyal Sigortalar Kurumunca 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun primlerin tahsiline ilişkin hükümleri dairesinde tahsil olunarak T.C. Ziraat Bankası şubelerindeki ilgili Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırılır. 3417 sayılı Kanunun mülga 2. Maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamındaki personelin aylık ve ücretlerinden tasarruf kesintileri ile Devlet ve işveren katkılarını süresi içinde ilgililer adına açılmış bulunan Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırmayan Kurumlar, yatırılması gereken miktarların resen veya ilgililerin başvurusu hâlinde yasal faizi ile birlikte T.C. Ziraat Bankası şubelerindeki ilgili Tasarrufu Teşvik Hesaplarına yatırılmasından sorumludurlar." şeklinde düzenleme yapılmış, buna göre tasarruf kesintileri ile işveren katkılarının ilgililerin banka hesaplarına yatırılmaması halinde Sosyal Sigortalar Kurumu tahsile yetkili kılınmıştır.
Somut olayda kurum tarafından bu görevin yerine getirilmediği, tahsil edilmeyen tasarruf tutarları ve işveren katkıları sebebiyle davacıya tasarruf tutarı ve nema alacaklarının ödenmediği iddiası mevcuttur. Gerçekten de davalı işverence tasarruf teşvik kesintileri ile işveren katkılarının yatırılmaması ve giderek Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından tahsil edilmemesi durumunda, davacı işçiye ödenmesi gereken zorunlu tasarruf miktar ve nema alacaklarında azalma olacağı kuşkusuzdur. Böyle olunca davacı işçinin Yasadan kaynaklanan bu alacağa kavuşması için Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından gereğinin yapılmasını beklemek dışında dava açmak imkânı da vardır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesi gereği; işçi ile işveren arasında, hizmet ilişkisinden doğan bu uyuşmazlığın çözüm yeri iş mahkemeleridir.
Mahkemece işin esasına girilerek; öncelikle işçinin ve işverenin anılan Kanunlar kapsamına giren kişilerden olup olmadığı, işverenin bu yasalar çerçevesinde tasarruf kesintisi
stopajını yapıp yapmadığı, kendi payını da katarak dava konusu edilen dönemler itibariyle Ziraat Bankasına yatırıp yatırmadığı, Sosyal Sigortalar Kurumunun bu konuyu takip edip etmediği, etmiş ise ne gibi işlemler yaptığı araştırılmalı, işçinin istediği ve ödenmesi gereken miktar kanunî merciden sorulmalı ve yapılacak bu araştırma sonucuna göre ve 4853 sayılı Kanuna göre hüküm kurulması gerekirken, açıklanan maddî ve hukukî olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2- Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığının dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmesine rağmen dava dilekçesinin Kuruma tebliğ edilerek yöntemince taraf teşkili yapılmaması da isabetsizdir.
O hâlde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine 02.12.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DERLEME) |
|
16.HD.
E: 2003/9254 K: 2003/8530
2.10.2003
- KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
- ARKEOLOJİK SİT ALANI
3402 SK 14 2863 SK 11
ÖZET:Kadastro sırasında 216 ada 159 parsel sayılı 27818.61 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 1. derece Arkeolojik sit alanı içinde kalması nedeniyle davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı Yaşar ve müşterekleri, yasal süresi içinde harici satış, irsen intikal, taksim, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ve çekişmeli parselin fen bilirkişinin 21.1.1998 tarihli raporunda (A) harfi ile belirttiği 1632.63 metrekarelik yerin tesbit gibi Hazine, geri kalan 26185.98 metrekarenin tesbit gibi davacılar adlarına iştirak halinde tesciline, beyanlar hanesine 1. derece arkeolojik sit ve 3. derece doğal sit alanı içinde kaldığının yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir. 2863 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca Kültür ve Tabiat Varlıkları ile bunların koruma alanları zilyetlikle kazanılamaz. Arkeolog bilirkişinin raporu hükme yeterli değildir. Taşınmazın üstünde ve altında kültür ve tabiat varlığı olup olmadığı kesin olarak saptanmalı, teknik bilirkiişye bulunduğu yerler krokide işaret ettirilmeli, krokide koruma alanları da denetime elverişli biçimde gösterilmelidir. Ziraatçi bilirkişi taşınmazın bazı bölümlerinin kullanılmadığını bildirilmiştir. Bu bölümlerin açıkça saptanması, ağaç dağılımının zilyetlikle kazanmaya uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir, eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir. Temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulüyle hükmün BOZULMASINA
(DERLEME) |
|
8.HD.
E: 2003/4125 K: 2003/4470
16.6.2003
- KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
- SİT ALANI
3402 SK 14 2863 SK 11
ÖZET: Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu parselin Hazine adına tespit edildiği 26.02.1996 tarihine kadar davacı ve satıcıları tarafından 20 yıldan fazla süre ile koşullarına uygun olarak tasarruf edildiği yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından ifade edildiğine göre aşağıda belirtilen hususlar dışında Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır.
Dava konusu parsele ait kadastro tutanağında, E Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından gönderilen 1/25000 sit haritasının uygulanması sonunda bu yerin birinci derecede doğal sit alanında kaldığı açıklanmış, tutanağın beyanlar hanesinde "birinci derece doğal sit alanında kalmaktadır" denilmiştir. Mahkemece bu açıklamalar gözönünde tutularak, herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Tutanaktaki bilgilerin dikkate alınarak 2863 sayılı Kanun hükümleri uyarınca araştırma ve inceleme yapılması, korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarını içerip içermediği veya koruma alanı olup olmadığının belirlenmesi, ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekmektedir.
(DERLEME) |
|
21.HD.
E: 2003/7461 K: 2003/9511
18.11.2003
- İSTİHKAK DAVASI
- MÜLKİYET KARİNESİ
- MAL KAÇIRMA AMACIYLA DANIŞIKLI İŞLEM
- HARÇTAN BAĞIŞIKLIK
İİK 96 İİK 97/A 4389 SK 14/5-C
ÖZET:Dava konusu yarış atları borçlulara ait harada haczedildiğinden, yasada öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyle alacaklı yararına olup, aksinin kesin ve güçlü delillerle kanıtlanması gerekir.
Tasarruf Mevduat Sigorta Fonunun, yasa hükmü uyarınca harçtan bağışık olduğu gözönünde tutulmalıdır.
(YKD. ARALIK 2004) |
|
20.HD.
E: 2004/1100 K: 2004/904
24.2.2004
- KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYEDLİĞİNE DAYALI TESCİL
- ORMAN
- KESİNLEŞMİŞ ORMAN TAHDİDİ
- SULH CEZA MAHKEMESİNE AİT KESİNLEŞMİŞ MAHKUMİYET KARARI
- ÇELİŞİK BİLİRKİŞİ RAPORLARI
- ZİLYEDLİĞİN BAŞLANGICI
MK 713 OK 12896 SK 1 2896 SK 2/B 3302 SK 2/B
ÖZET:Kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine dayalı tescil davasında .
1- Çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
2- Mahallinde yapılacak usulüne uygun keşif sonunda nizalı taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırları
ve kesinleşen sulh ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı kapsamında kalan kısmına yönelik davanın reddine karar verilmelidir.
3- Nizali yerin kesinleşen orman tahdidinin ve sulh ceza mahkemesinin mahkumiyet ilamının kapsamı dışında kalan bölümlerinin varlığı anlaşıldığı takdirde, bu kısımların eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafına göre
orman sayılan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde,tahdidin ilan edilip kesinleştiği tarihe kadar orman sayılan
yerlerden olduğu, zilyetlik süresinin, tahdit dışında bırakıldığı tarihten sonra başlayacağı düşünülmelidir.
(YKD. ARALIK 2004) |
|
19.HD.
E: 2003/6887 K: 2004/4721
26.4.2004
- MENFİ TESBİT, İSTİRDAT ÇEK İPTALİ
- FAZLAYA İLİŞKİN HAKLARIN SAKLI TUTULMASI
- ISLAH
HUMK 83 HUMK 90
ÖZET:Davacı yan, menfi tesbit ve istirdat davasını açarken, teminat niteliğini yitiren çekler ile ilgili talep ve dava haklarını saklı tutmuş, yargılama sırasında da çeklerin iptalini ıslah yolu ile talebetmiş olmakla, Anayasa Mahkeme¬sinin "ıslah yolu ile nıüddeabilıin artırılması mümkündür." kararı da gözetilerek mahkemece, talep araştırılarak, uy¬gun sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.
(YKD. ARALIK 2004) |
|
18.HD.
E: 2004/4688 K: 2004/5394
28.6.2004
- ÇATIYA MÜDAHALENİN ÖNLENMESİ
- HUSUMET
KMK 19 KMK 34
ÖZET:Yasada, hükmi şahsiyeti olmadığı halde, kat maliklerince anagayrimenkulün yönetim için seçilen üç kışlık kurula, yönetim kurulu Unvanı verilmiş olduğu dikkate alınarak, dava dilekçesinde kişilerin ismi açıklanmadan yönetim kurulu denilerek açılan davanın, yönetici olan üç gerçek kişiye karşı açıldığının kabulü gerekir.
Bütün kat maliklerinin rızası olmadıkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesis yapılması yasak olup, kat malikleri gibi yöneticiler de yasanın bu buyurucu hükmüne uymakla yükümlüdür.
(YKD. ARALIK 2004) |
|
17.HD.
E: 2004/4513 K: 2004/6241
17.5.2004
- TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN HASAR TAZMİNATI
- SORUMLULUK
2918 SK 3 2918 SK 85
ÖZET:Aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya relini gibi hallerde kiracı işleten sayılır ve işleten ağırlaştırılmış sorumluluk kurallarına göre zarardan sorumlu olur.
(YKD. ARALIK 2004) |
|
16.HD.
E: 2004/3616 K: 2004/5473
8.4.2004
- KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ
- MİRASÇILAR ARASINDA YAPILAN SATIŞLARDA; TAPULU OLANLAR YAZILI-TAPUSUZLAR İSE HER TÜRLÜ DELİLLE KANITLANABİLİR
- KADASTRO HAKİMİ DOĞRU SİCİL OLUŞTURMALI
- MUHTESAT; BEYANLAR HANESİNDE GÖSTERİLMELİ
3402 SK 15/3 3402 SK 19/2 3402 SK 30/2 EMK 619 MK 684
ÖZET:Mirasçılar arasında; miras şirketine dahil taşınmazlar hakkında birbirlerine yaptıkları satış; feragat.ve kabul geçerli olduğu halde aksi gerekçe ile mirasçı lehine pay artırılmasına gidilmemesi doğru değildir.
Ayrıca Kadastro hakimi tesbit günü itibariyle doğru sicil oluşturmalı, taşınmazın geometrik ve hukuki durumunu gerçeğe uygun olarak belirlemeli; taşınmaz üzerinde muhtesatında kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekir.
(YKD. ARALIK 2004) |
|
15.HD.
E: 2003/4054 K: 2004/2963
27.5.2004
- TEMİNAT MEKTUBUNUN GELİR YAZILMASI NEDENİYLE BEDELİNİN TAHSİLİ
- YARGI YERİ UYUŞMAZLIĞI (GÖREV)
HUMK 7
ÖZET:Teminat mektubunun gelir yazılması nedeniyle bedelinin tahsili istemiyle açılan davada, uyuşmazlığın, sözleşmenin imzalanmasından önceki aşamada çıktığı gözetilerek, dava dilekçesinin, idari yargı yerinde çözümlenmek üzere görev yönünden reddine karar verilmelidir
(YKD. ARALIK 2004) |
|
14.HD.
E: 2002/9071 K: 2003/2900
10.4.2003
- MECRA İRTİFAKI
- FEDAKARLIĞIN DENKLEŞTİRİLMESİ
MK 668
ÖZET:Davacının başka araç ve yöntemlerle ihtiyacını karşılamasının mümkün olması ve bunun da külfetinin çok ağır olmaması halinde mecra irtifakı kurulması komşudan istenemez. Burada fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi önemli rol oynar.
(YKD. ARALIK 2004) |
|
13.HD.
E: 2003/17246 K: 2004/6741
5.5.2004
- SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME
- GEÇERSİZ SÖZLEŞME
- TEMERRÜT FAİZİ
BK 61 BK 62
ÖZET:İştirak halindeki mülkiyette, tüm hissedarların katılımı olmadan bir kısım hissedarlar tarafından yapılan satış geçersizdir. Geçersiz sözleşmelerde taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aynı anda iade ile mükelleftir. Davalılar taşınmazın zilyetliğinin satış sözleşmesi ile davacıya devredilip halen de davacının zilyet olduğunu savunduğuna; Kadastro Mahkemesince taşınmazın davalılar ile dava dışı mirasçı adına tesciline karar verilmesi, zilyetliğin davalılara devredildiği sonucunu doğurmayacağına göre, taşınmazın zilyetliğinin davalılara devredilip edilmediğine ilişkin taraf delilleri toplanmalı; zilyetliğin davadan önce davalılara devredildiğinin anlaşılması halinde, davadan önce davalıların temerrüde düşürülmediği gözetilerek satış bedeline dava tarihinden itibaren faize hükmolunmalıdır.
(YKD. ARALIK 2004) |
|
12.HD.
E: 2004/10215 K: 2004/13975
1.6.2004
4389 SK 14/5-C 5020 SK EK 5
ÖZET:Davacı banka, 4389 sayılı Yasaya 5020 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen Ek. 5. maddesi kapsamına girdiğinden aynı Yasanın 14/5-c maddesi gereğince harçtan muaftır..
(YKD. ARALIK 2004) |
|
11.HD.
E: 2003/13105 K: 2004/7164
28.6.2004
- NOTER SORUMLULUK SİGORTASI
- HALEFİYETE DAYALİ RÜCU'AN TAZMİNAT İSTEMİ
- SİGORTACININ SORUMLULUĞU
BK 51/2 TTK 1263 TTK 1301
ÖZET:İsteme konu tazminat, sahte vekaletle bir kısım taşınmazların tapuda satışından kaynaklandığına; davalı hazinenin sorumluluğu, Yasadan doğduğuna; davaya konu zararın oluşmasında, davacının sorumluluğunu üzerine aldığı Noter'in ve adamlarının kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davacı sigortacının bu durum karşısında kanundan doğan sorumluluğu nedeniyle davalı Hazine'ye rücu edebilmesi mümkün bulunmamaktadır.
(YKD. ARALIK 2004) |
|
|
|
|
KEYWORDS: içtihatlar, Yargıtay Kararları, Yargıtay Kararları Dergisi, Ceza Genel Kurulu, Hukuk Genel Kurulu, İçtihadı birleştirme kararı, Emsal Karar, temyiz, bozma, Yargılamanın Yenilenmesi, Olağanüstü itiraz, Aleyhe bozma yasağı, ceza, ağır hapis, hapis cezası, Ykd programı, ictihat makrosu,bakale.com,bakalecom,bakale
|